Koşmak, Ömer Faruk için çok önemliydi. Okula gelen yeni öğrenciye kadar da okulun birincisi kendisiydi.
İçinden çıkamadığı tuhaflıklar, kütüphanedeki gizemli kitaba; o kitap da Habibi Neccar'ın hikâyesine onu ulaştırdı.
Bu tanışmadan sonra Ömer Faruk artık hızlı koşmanın yanında Habibi Neccar gibi güzel koşmak istiyordu.

Bazı çocuklar sabırsızdır, bazısı hırslı, bazısı ben merkezci... Hayatın içinde pek çok sorularla karşılaşan çocuklar. Bu sorularının cevabı Kur’an’ın anlattığı kıssalarda saklıdır. O kıssalardan biri de Yasin suresinde anlatılan Habibi Neccar'la ilgili olanıdır. Her dönemin çocuklarına seslenen bu önemli olay günümüzdeki hırslı çocuklara da değerli hazinelerini açıyor. Ömer Faruk isimli heyecanlı, komik ve epey de hırslı çocuğun yaşadığı sorunları içinden çıkılmaz hâldedir. Ta ki sayfaları gizemli bir şekilde artan kitapla ve anlattıklarıyla tanışana kadar. Artık sorularına cevaplar bulmuş, yüzünde gülücükler açmaktadır.

Pek cesurmuş pek yürekliymiş, onlar gibi kötü sözler söylemeye de gücü yetermiş ama söylememiş. Çünkü doğru, kötü sözlerle savunulmaz. Güzel olanı güzel söylemek gerekir. Senin elinde kıymetli bir elmas olsa onu kötü yırtık bir poşete mi koyarsın yoksa korunaklı kıymetli kutulara mı?

• Günümüzde gittikçe sabırsız hâle gelen çocuklarının sorularına cevap verdiği için • Yasin suresinde geçen Habibi Neccar'dan yola çıkarak hayata dair kullanılabilecek mesajlar sunduğu için • Kur’an-ı Kerim’de geçen bir olayla ilgili bilgi verdiği için • Hayattaki problemlere çözüm üretmeyi öğrettiği için • Fantastik bir kitap olduğu için • Mizahi dille anlatımı sürükleyici kıldığı için • Hikâyenin heyecanlı anlatımını destekleyen iç çizimlere sahip olduğu için • Merve Özcan’ın fantastik anlatımının güzel bir örneği olduğu için ÖNEMLİDİR.