İmam Gazâlî
İsmi, Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed’dir. Künyesi Ebû Hâmid, lakabı Hüccetü'l-İslam ve Zeynüddîn’dir. Gazzâlî nisbesiyle meşhur olmuştur. 1058'de(H. 450) Tûs şehrinin Gazal kasabasında doğdu. 1111'de (H. 505) Tûs’ta vefat etti. Kendisi mutlak müctehid olup içtihadı, Şafiî mezhebine uygun idi.
Fakir ve sâlih bir zâtın oğlu olan Ebû Hâmid Muhammed Gazâlî, küçük yaşta ilim tahsîline başladı. Memleketindeki medreselere devam ederek zamanının âlimlerinden ders aldı. Daha sonra Gürcan’a giderek Ebû Nasr İsmâilî’den bir müddet ilim öğrendi. Sonra Tûs’a döndü. Üç yıl müddetle Tûs’ta kalıp ilim öğrenmeye devam etti. Zamanının büyük ilim merkezlerinden Nisâbur’a giderek büyük âlim İmâmü'l-Harameyn Ebü’l-Meâli el-Cüveynî’nin talebesi oldu. Üstün zekâsını, kabiliyetini ve çalışkanlığını gören hocası yakın alâka gösterdi. Ondan; usûl-i hadîs, usûl-i fıkıh, fıkıh, kelâm, mantık ve münazara ilimlerini öğrendi. Ebû Hâmid er-Razekânî, Ebü’l-Hüseyn el-Mervezî, Ebû Sehl el-Mervezî, Ebû Yûsuf en-Nessâc gibi âlimlerden de ilim tahsîl etti. Nişâbur’da ilim tahsîlini tamamladıktan sonra, ilim ve âlim hayranı olan üstün devlet adamı Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk’ün daveti üzere Bağdat’a gitti.
Nizamülmülk’ün ilim meclisinde bulunan âlimler, onun ilmine ve meselleri izah edişindeki üstün zekâsına hayran kaldılar.
Halk tarafından da sevilen İmâm-ı Gazzâlî, o zaman ortaya çıkan sapık fırkalara ilmî cevaplar verdi. Bu sırada otuz dört yaşında bulunan İmâm-ı Gazzâlî’nin, İslamiyet’i anlatmak ve sapık fırkalara karşı müdafaa etmekteki üstün gayret ve başarısını gören büyük devlet adamı Nizâmülmülk, onu, kendi adına yaptırdığı, bugünün üniversite seviyesindeki Nizamiye Medresesi baş müderrisliğine (Üniversite rektörlüğüne) tâyin etti. Bu medresenin başına geçen İmâm-ı Gazzâlî, üç yüz seçkin talebeye lüzumlu olan bütün ilimleri öğretti. Pek çok talebe yetiştirip ilme ve islâmiyet’e hizmet etti. Ebû Mensur Muhammed, Muhammed bin Es’ad et-Tûsî, Ebu’l-Hasen el-Belensî, Ebû Abdullah Cümert el-Hüseynî onun yetiştirdiği âlimlerden bâzılarıdır. Bir taraftan talebelere ilim öğretmekle meşgul iken diğer yandan kıymetli eserler yazmaya başladı. İlim ehli, devlet adamları ve halk tarafından büyük bir muhabbet ve hürmet gördü. İḥyâ'ü Ulûmi’d-Dîn, el-Münkızu mine’d-Dalâl, Kimyâ-yı Saâdet, Eyyühe’l-Veled, Tehâfütü’l-Felâsife, Bidâyetü’l-Hidâye, Minhâcü’l-Âbidîn en önemli eserleri arasındadır.
Eserler yükleniyor...