"Doksan küsur yıllık bir mazi ve bu maziye sığdırılmış, aşkla, heyecanla geçmiş bir ömür... Şefik Can Dede’nin, babasından tevarüs eden Mevlânâ sevgisi ile başlamış eğitim-öğretim hayatı ve geçen yıllar yoluna daima Mevlânâ ve Mevlânâ’ya ömür ve gönül vermiş kimseleri çıkarmış. İstanbul başta olmak üzere bu toprakların yetiştirdiği ilim-irfan sahibi kim varsa gitmiş, görmüş, ziyaret etmiş. Şefik Dede’nin sohbetleri, bu ülkenin irfan meclislerinin yeniden canlandırıldığı bir yer idi…" Sezai Küçük

Mevlânâ ile Bir Ömür: Şefik Can ile Mevlânâ, Mesnevî ve Mevlevîlik Üzerine, 2005 yılında kaybettiğimiz, ülkemizin değerli gönül insanlarından ve son "Mesnevîhan"larından Şefik Can ile yapılan kapsamlı bir söyleşi. Aynı zamanda bir Mevlevî dedesi olan Şefik Can Dede ile haftalarca süren görüşmelerin neticesi olarak ortaya çıkan söyleşi, bir taraftan Tasavvuf Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden Sezai Küçük’ün farklı alanlardaki sorularıyla gitgide genişliyor, diğer taraftan kendisi için "Sessiz yaşadım, kim beni nereden bilecektir?" diyen bu mütevazı ve kıymetli gönül insanının doksan küsur yıllık mazisine uzanıyor.

Şefik Can’ın dilinden Mevlevîliğin temel esasları ve Mesnevî çevirileriyle ilgili önemli bilgilerle; Mehmed Âkif, Tâhirü’l-Mevlevî, İbnü’l-Emin Mahmud Kemal, Mahmud Sami Ramazanoğlu, Bediüzzaman Said Nursî, Münevver Ayaşlı, Hasan Âli Yücel gibi Türk ilim ve kültür dünyasına katkıda bulunmuş birçok kişiyle ilgili atıflarla ilerleyen bu söyleşi, muhatabının ilim ve hikmet dünyasına ulaşıyor.

Hz. Mevlânâ'nın öğretileri ve Mevlevîlik, özellikle sema mukabelesi çerçevesinde yıllar yılı hemen herkes tarafından ilgi görmüş ve çeşitli kitleleri İslam'ın mistik boyutu hakkında bilgilenmeye yöneltmiştir. Yine, Hazret'in Mesnevîsi birçok insanı irşad etmiş, manevî arınmada ve ilahî aşk yolunda ilerlemede başlı başına bir rehber olmuştur. İşte bu bağlamda, Mevlânâ ile Bir Ömür, bir Mevlevî dedesi ve yüzyılın çok önemli Mesnevîhanlarından biri olan Şefik Can'ın, Hz. Mevlânâ'nın öğretileri ve eserleri çerçevesinde geçirdiği ömrünü Mevlevîliğin temel esasları ve bu vakte kadar tasavvuf yolunda verdiği hizmetleri bağlamında aktardığı bir sohbet kitabıdır. Bu kadim, sevgi ve muhabbet dolu öğretilerle hayatını geçirmiş, Hz. Mevlânâ'nın eserlerini tercüme ve şerh yolunda cehdetmiş bir isim olan Şefik Can'dan Hz. Mevlânâ'yı ve Mevlevîliği birincil ağızdan dinlemek tasavvuf takipçileri ve okurları için büyük bir fırsat olacaktır.

"Ben kendimi çok günahkâr, çok kusurlu görüyorum, samimi olarak. Hz. Mevlânâ 'Âlemde herkes nefsî nefsî der, ben ise bir hiçim, bir hiçim diyorum' diyor. Onun için beni kenara itin gitsin. Ben bir hiçim."

Tasavvuf alanında kendini geliştirmiş, bu yönde eserler vermiş ve bazısı irşad makamına yükselmiş birçok isimle devam ettirdiğimiz yenilenen Tasavvuf Sohbetleri dizisine Şefik Can gibi bir isimle devam etmek oldukça önem arz ediyor. Zira kendisi yüzyılın en önemli Mesnevîhanlarından ve Mevlevî dedelerindendir. 2005 yılında Hakk'a yürüyen merhum Şefik Can'ın değerli mirasını gelecek kuşaklara kendi söyleminden aktarmak bağlamında da bu kitap önemli bir kaynak niteliğinde.