Alara Uçar
Yazarımız, dünyaya bir kış günü geldiğinden mi bilinmez, mevsim olarak en çok kışı sever. Hatta ileride mümkünse kutuplarda yaşamak istiyor. Eğitim hayatı boyunca ne olmak istediğine bir türlü karar veremedi, bir gün tamirci diğer gün öğretmen olmak istedi. Kader, onu televizyon sektörünün göbeğine bıraktı. Fakat kendisi stüdyo ışıklarından çok hoşlanmadı.
Yazı yazmaya başladığı gün ise miladı oldu. "Aradığımı buldum." dedi. Önce çocuk tiyatro oyunları yazdı, yönetti. Çok da keyif aldı. Sonra senaryolar yazdı. En son olarak da rüyasının peşinde koşturan bir kız hakkında bir kitap yazdı. Yazdığı kahramanlara özendi genelde, hep onların yerinde olmak istedi. Şimdi kendisine çok benzeyen bir kızı var. Beraber tiyatroya gidiyorlar, beraber ibadet ediyorlar, beraber Barış Manço dinliyorlar. Şairin dediği gibi "yolun yarısını" geçti bile. Zamanın hızına hâlâ ayak uydurmaya çalışıyor. Yazı yazarak kızına ve kendisine hatıralar bırakmaya, genç arkadaşlarının gözünde "mutluluk" aramaya devam ediyor...
Eserler yükleniyor...