İbnü'l- Cevzî - Timaş Yayınları

İbnü'l- Cevzî

Ebu’l-Ferec Abdurrahman ibnü’l-Cevzî altı yaşından itibaren iyi bir eğitim gördü. Çocuk yaşta vaazlar vermeye başladı. Yaşı büyüdükçe ve ilmi arttıkça konuşmaları ve vaazları da daha coşkulu hâle geldi. Ölünceye kadar insanlara vaaz etti, nasihatlerde bulundu ve irili ufaklı 300’ü aşkın eser kaleme aldı. Bugün bu eserlerden elimizde sadece 36 kadarı bulunuyor.

Devlet başkanı yani Halife dâhil, ülkenin bütün üst yöneticileri onun konuşmalarını dinlemeye giderlerdi. Konuştuğu cami kalabalıklara dar gelir, insanlar sokaklara taşardı.

Tıp dâhil zamanındaki bütün ilimleri öğrendi. Hadis, tefsir ve fıkıh (İslâm hukuku) başta olmak üzere bütün dinî ilimler alanında tam bir otorite idi. Bütün bu dallarda, ayrıca tarih ve biyografi sahasında da eserler verdi.

Konuşması son derece güzel olduğu gibi, yazı üslûbu da fevkalâdeydi. Şiir gibi bir dili vardır.

İlk gençlik yıllarından vefatına kadar örnek bir dindar hayatı sürdürdü. Çoğu günlerini oruçlu geçirir, geceleri teheccüd namazı kılardı.

Vaazları sayesinde on binlerce insan tövbe edip dürüstçe ve dindarca yaşama yolunu seçti. Binlerce kişinin de hidayetine (Müslüman olmasına) vesile oldu.

Hep güleç yüzlü ve sevimliydi. Hoşsohbetti. Kendisini bir gören bir daha yanından ayrılmak istemezdi. Sağlığına, beslenmesine çok dikkat ederdi. Giyimine de özen gösterirdi. Güzel elbiseler giyer, özellikle de beyaz giyinir ve güzel kokular sürünürdü.

Bağdat’ta 1114 (Hicrî 508) veya 1116'da (H. 510) dünyaya geldi ve yine aynı şehirde 597 / 1200 yılı Ramazan ayının bir Cuma gecesinde akşamla yatsı arasında Hakk’a yürüdü.

86 yaşında bu dünyadan göçtüğünde, yüz binlerce insan cenaze namazına katıldı ve bütün Bağdat halkı onu Rabbine uğurladı.

Mezar taşına şu mısraların yazılmasını vasiyet etmişti, yazıldı:

Ey yığınlarca günahla gelenleri
Affedip de bağışlayan Allahım!
Ben de yapıp ettiklerimi silersin,
Evet, silersin diye sana geldim!
Bak işte şimdi senin misafirinim,
Bilirim misafirine ikram edersin!

Eserler yükleniyor...