Hz. Ali (R.a.)
Tek yol Allah’ın yolunda olmak, Aşere-i Mübeşşere gibi bir hayat sürmektir.
Marka | : Timaş Yayınları |
Kitaplık | : Din Kitaplığı |
Diziler | : Siyer ve Asrı Saadet |
Sayfa / Ebat | : 112s. / 11x19 |
İlk ve Son Baskı | : Kasım’22 / Haziran’23 |
Baskı Sayısı | : 3 |
ISBN | : 978-605-08-4586-0 |
Barkod | : 9786050845860 |
Alt Başlık | : İlim Şehrinin Kapısı |
KDV Dahil Fiyat
Arka kapak
Efendimiz’in(sav) vefatından sonra Ebû Hâle(ra) Hz. Ali(ra) için şöyle söylemiştir: “Yoksa siz hissetmiyor musunuz? Bakın Ali’den, Resûlullah’ın(sav) kokusu geliyor!” Allah Resûlü(sav) ne zaman “Allah’a giden yolda bana kim yardımcı olacak?” dese, Hz. Ali(ra) elini kaldırmış ve “Ben varım ya Resûlullah(sav)!” demiştir. Kendisi risalet davasının inmeyen eli, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” ayetinin en güzel temsilcilerinden biridir. Bu büyük İslâm insanı hem ilmin kapısı, hem vahiy katibi, hem kabiliyetli komutan, hem Kur’ân’ı çok iyi anlayan ve yorumlayan bir müfessir, hem hüküm vermede emsalsiz bir kadıdır. Tüm bunların yanında Bedir’in 313 aslanından biri, Hendek’in Haydar-ı Kerrâr’ı, Uhud’un korkusuz yiğidi, “Ali gibi genç, Zülfikar gibi kılıç yoktur.” övgüsünün sahibidir.
Peki biz bu davanın neresindeyiz? Bizim ellerimiz de İslâm için bir vazife olduğunda “Ben varım!” diye kalkıyor mu? Hayatlarımız tıpkı Hz. Ali’nin(ra) hayatı gibi emrolunduğumuz üzere mi? Yoksa ondan Resûlullah’ın(sav) kokusu gelirken bizden dünyanın kokusu mu geliyor?