Okurlarıyla konuşan, sorular sorarak onu kurmacaya dahil eden bir roman Saklambaç.  İç içe geçen bu kurmacanın detaylarında ise, modern çağ insanının duygusuzluğu, doyumsuzluğu eleştiriliyor.

 Romanın hemen başında bunun bir oyun olduğu ve bu oyunun bir kuralı olduğu ifade ediliyor: “Elma dersem çık, armut dersem çıkma!” Saklambaç’ın okurları bu kuralı unutmamalı...  

Şeyma Kısakürek Sönmezocak ilk romanında kurmacanın olanaklarını zorluyor ve okuru kurmacayı yeniden kurmaya davet ediyor. 

Roman okuyucuyla konuşan, sorular sorarak onu kurmacaya dahil eden bir üslupla yazılmış, iç içe geçen iki kurmacadan oluşuyor. İki kurmacanın üstünde kader sorunsalını işliyor. Kurmacaların detaylarında ise, modern çağ insanının duygusuzluğu, doyumsuzluğu, ruhlarını boşvermişliğini, insan olmanın gerekliliğini unutmuşluklarını ve günümüz toplumunda kabul görmüş normların ağır eleştirisini barındırıyor.

O dem çocuklar gibi sevinçten zıplar mısın? Toprağın altındaki saklambaçta var mısın?

Şeyma Kısakürek Sönmezocak’ın ilk romanı, hayal gücünün sınırlarını zorlayan, içimizdeki labirentlerde gezinen ve okurunu sobeleyen bir roman olarak tanıtılabilir. Roman; iki ayrı kurmacayla kader sorunsalını işliyor. Kurmacaların detaylarında ise, modern çağ insanının duygusuzluğu, doyumsuzluğu, ruhlarını boşvermişliğini, insan olmanın gerekliliğini unutmuşluklarını ve günümüz toplumunda kabul görmüş normların ağır eleştirisini barındırıyor.