Talip Kaptan'ın en iyi arkadaşı denizaltı Kaşif 1, yepyeni bir gezegen buldu!
Hem de BAL KABAĞI ŞEKLİNDE.
"Yok yok, bu bir bal kabağı olamaz!" Denizin 19 km derinindeki devasa basınç normal bir bal kabağını tuz buz ederdi. O halde bu bir bal kabağı değildi; başka bir nesneydi. Peki, bu nesne neyin nesiydi? Bu ıssız deniz tabanına nereden gelmişti?
Bu tuhaf şey, dünya savaşlarından kalma patlamamış bir bomba ya da radyosyon yayan tehlikeli bir madde olabilirdi. Bu yüzden onun gemiye çıkarılmasına bile karşıydılar. "Bırakalım, deniz tabanında kalsın, biz gene keşfedilmemiş canlıları araştırmaya devam edelim." demişlerdi. AMA TALİP KAPTAN DURMADI! Elini heyecanla uzatıp o gizemli yuvarlaklığın pürüzsüz yüzeyindeki ince yosun tabakasını sildi. Her kim yapmışsa onu bir daha açılmamak üzere kapatmış gibiydi. 
O da ne? Üstünde soru işareti kabartması vardı. Talip Kaptan daha da meraklandı. Kim böyle bir şey yapıp üstüne soru işareti kabartması basar ve okyanusun tabanına atar? Hangi çılgın?
Merak ettin, değil mi? Ama asıl macera, Talip Kaptan bu tuhaf nesneyi, bal kabaklarını çok seven kızı Maya'ya hediye ettiğinde başladı! 
Peki sen, bal kabakları ve kabak çekirdekleriyle dolu bu maceraya katılmaya hazır mısın?

"Korku, zekayı kemirip yutan bir canavardır. Çünkü zeka ancak güven içinde büyüyüp gelişir ve parıldar."

Bu kitap, eskisi gibi lezzetli karpuz yiyemediği için üzülen birisi tarafından yazıldı. Kitabı okuduğunda yediklerin içtiklerinle doğa arasında bağ kuracak, insan ve doğa ilişkisi hakkında tekrar düşüneceksin. Bu kitap, korkularınla yüzleşmen için sana cesaret verecek. Cesaretin seni kendine ve özgürlüğe yakınlaştıracak. Araştırmanın, öğrenmenin ve sorgulamanın, birilerinin uydurduğu safsatalara karşı en iyi yöntem olduğunu göreceksin. Hayattaki en zor ve en önemli görevin bütün korkularına rağmen kendin olabilmendir. Sen meraklı okur, bu kitabı okuduktan sonra cesaretin ve merakınla kendini keşfetmenin basamaklarını çıkacaksın birer birer.