Bu güzide kitap Yunus Emre’yi nereden ve nasıl okumalıyım sorusunu soranların cevap bulacağı nitelikte bir eser. Yunus, yaşadığı dönemde türlü olumsuzluklar, savaşlar, yoksulluklar ile adeta kuruyan ve çoraklaşan Anadolu toprağını, neredeyse her biri bir ilahiye dönüşmüş irfan ve hikmet dolu sade ve yalın şiirleri ile sulamış, yeniden yeşertmiştir. Kendinden sonra gelmiş pek çok şaire örnek olmuş olan Yunus Emre, dilindeki sade ve saf Türkçe ile asırlarca canlılığını muhafaza edebilmiştir. Sözü samimiyetle söyleyebilmek, insana, doğaya, hayvana, bitkiye aşkla bakabilmek, her niyetin altına sevgiyi özenle yerleştirebilmek yüce bir gönle sahip olmakla mümkün olur. "Âşık dilin bilmeyen yâ delüdir yâ dehrî/Ben kuş dilin bilürem söyler Süleymân bana" beytiyle kendi dilini kuş dili; yani aşk dili olarak tanımlamıştır. Prof. Dr. Bilal Kemikli, bu hikmete giden yolda bizlere kendi güzel sunumuyla bir yoldaşlık teklif ediyor. Issız bir çölde suya susamış gönüllerin arayıp da bulamadığı bir derya olan Yunus Emre’yi tanıtıcı bu kapsamlı bir kitap, Yunus’u merak edenler için eşsiz bir kılavuz. Bu gönül insanının hayatını daha iyi tanımak, onu anlamak, onun gibi düşünebilmek için keyifle okunacak bir eser "Sufiyim Halk İçinde…"

"Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim Biz kimseye kin tutmazız, kamu âlem birdir bize" Mısralarıyla adeta yaşadığı 13. yüzyıldan günümüze rehberlik eden Yunus Emre, Anadolu irfanının yetiştirdiği en nadide isimlerden biridir. Amacını, arzusunu, hedefini, dünyaya bakışını sadece bir beyitle ortaya koyan büyük halk ozanımız sıkıntıya düştüğümüzde, bir şeyler yolunda gitmediğinde başvurduğumuz ilk kaynaktır. Zira hepimizin hafızasında bir yerlerdedir Yunus Emre… Gerek “şol cennetin ırmaklarında” gerek “bana seni gerek seni“de buluruz Yunus’u; Bizim Yunus’u. O sadece Tapduk Emre için değil, herkes için bizim olabilmeyi başarmıştır. Lakin bu büyük şaire ait bilgilerimiz ne hazindir ki onun ismi kadar engin değildir. Sahiden kimdir Yunus? İşte bu anlamlı soruya bir cevap arayan Prof. Dr. Bilal Kemikli bu alandaki büyük boşluğu doldurmak üzere çeşitli söyleşi, sohbet ve çalışmalarının mahsulü olan birikimlerini bizler için derledi. Yunus’a, tasavvufa, Yunus Emre’nin manevi önderlerinden günümüze kadar uzanan bir kutlu hayata, tüm yönleriyle tanıklık etmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Yunus Emre’nin deyişi ile “gelin canlar halleşelim.”

“Sen, ben, o, nebatat, hayvanat. Şu yaşadığımız hayat, dokunduğumuz ve gördüğümüz şeyler. Bu yaşadığımız hayata, Yunus gibi dokunsak… Nasıl da değişir dünya. Nasıl da canlanır.”

Bu çalışmada bir yandan Bilal Kemikli Hoca’nın Yunus Emre hakkında yapmış olduğu sohbetlere, yazmış olduğu makale ve kitaplara değinilmiş, diğer taraftan da tasavvuf ve Anadolu irfanının öncü isimlerine yer verilmiştir. Çünkü Yunus Emre’nin neşet ettiği zemini anlayabilmek, öncüsü Pir Ahmed Yesevi’yi, mürşidi Tapduk'u tanımaktan geçecektir. Hacı Bektaş-i Veli’yi, Mevlana’yı bilmek Yunus Emre’yi daha iyi tanımak olacaktır. Molla Kasım gibi bir yanılgıya düşmeden, Yunus’u kana kana içebileceğimiz kıymetli bir eser “Sufiyim Halk İçinde.”