
Sufi Ve Sanat
Kâinatın harflerini oku, Çünkü biz de bir zamanlar yüce harfler idik.
Marka | : Sufi Kitap |
Kitaplık | : Sufi Kitaplığı |
Diziler | : Tasavvuf Araştırmaları |
Sayfa / Ebat | : 192s. / 13,5x21 |
İlk ve Son Baskı | : Mart’15 / Eylül’24 |
Baskı Sayısı | : 4 |
Kapak Tasarım | : |
ISBN | : 978-605-5215-83-5 |
Barkod | : 9786055215835 |
Üst Başlık | : MAKALELER - KONFERANSLAR 2 |
325.00 TL
KDV Dahil Fiyat
Arka kapak
Kâinatın harflerini oku,
Çünkü biz de bir zamanlar yüce harfler idik,
Şimdi aşağıya indik.
Kâinatın harflerini oku,
Zira bu harfler sana,
Okunmak üzere gelmiş birer mektuptur.
Sufi ve Sanat; şiir, kitap, hat, mimari, musiki, çini, tezhip, ciltçilik gibi geleneksel İslam sanatlarının anlamlandırılmasında tasavvufun rolünü anlatan, kâğıda, yazıya, notaya, taşa nakşolunmuş bir düşüncenin kodlarını açmaya çalışan muhtelif konuşmaların bir araya getirildiği, sanat felsefesi bağlamında çok mühim noktalara ışık tutan bir eser. İslam'ın "lübbü'l-lübbünü", yani özünün özünü oluşturan tasavvufî düşünceyi estetize edilmiş ilâhî bir yaşam olarak tanımlayan sahanın uzmanlarından Mahmud Erol Kılıç, kitap boyunca, manevî eğitimle kesret pazarından vahdete, birlik katına yükselen erenlerin dünyasından hayatı ve sanatı yorumluyor. Zaman zaman yüzeysel bir şekilde ilgi duyabilen yahut metodik birer akademik malzeme haline getirilebilen İslam sanatlarının derûnuna, mana âlemine iniyor.
Taç kapılarda tevhid sembolizminin, cami kubbelerinde âlem katmanlarının izini süren bu eser, "Ne oldu da dinin metinleri letafete, estetik düşüncelere bağlı latif insan tipi üretemez hale geldi?" sorusunun da cevabını satır aralarında barındırıyor.
Çünkü biz de bir zamanlar yüce harfler idik,
Şimdi aşağıya indik.
Kâinatın harflerini oku,
Zira bu harfler sana,
Okunmak üzere gelmiş birer mektuptur.
Sufi ve Sanat; şiir, kitap, hat, mimari, musiki, çini, tezhip, ciltçilik gibi geleneksel İslam sanatlarının anlamlandırılmasında tasavvufun rolünü anlatan, kâğıda, yazıya, notaya, taşa nakşolunmuş bir düşüncenin kodlarını açmaya çalışan muhtelif konuşmaların bir araya getirildiği, sanat felsefesi bağlamında çok mühim noktalara ışık tutan bir eser. İslam'ın "lübbü'l-lübbünü", yani özünün özünü oluşturan tasavvufî düşünceyi estetize edilmiş ilâhî bir yaşam olarak tanımlayan sahanın uzmanlarından Mahmud Erol Kılıç, kitap boyunca, manevî eğitimle kesret pazarından vahdete, birlik katına yükselen erenlerin dünyasından hayatı ve sanatı yorumluyor. Zaman zaman yüzeysel bir şekilde ilgi duyabilen yahut metodik birer akademik malzeme haline getirilebilen İslam sanatlarının derûnuna, mana âlemine iniyor.
Taç kapılarda tevhid sembolizminin, cami kubbelerinde âlem katmanlarının izini süren bu eser, "Ne oldu da dinin metinleri letafete, estetik düşüncelere bağlı latif insan tipi üretemez hale geldi?" sorusunun da cevabını satır aralarında barındırıyor.
Editörün görüşü
Defalarca basılmış ve ödül almış Sufi ve Şiir kitabıyla tasavvufi düşünce ve şiir türü arasındaki güçlü rabıtayı ortaya koyan Prof. Dr. M. Erol Kılıç, bu kez Sufi ve Sanat ile sevgili okurların karşısında. Düşüncenin ve derin hissiyatın mimariden nakışa , hüsn-i hattan estetiğe kadar çeşitli sahalara sanat şeklinde tezahürlerine odaklanan bu eser; müminin bir şiarı olarak vasf edilen "zevk-i selim"e kapılar aralıyor....
En önemli cümle
Talebe, sanatkâr, sanatını meşk ederken hocasının elinden alır bu tâlimi. Hocasına da hocasından geçer…
Bu kitap neden önemli
"Selçuklu kervansarayları, Isfahan’daki Şeyh Lutfullah
Camii’nin kubbe tezyinatını, Niyazi Mısrî’nin bir şiiri, Kazasker Mustafa İzzet’in bir levhasını ve Itrî’nin besteleri" arkasında koca bir evren, insan ve Allah tasavvuru olduğunu ince detayları ve sürükleyici üslubuyla tasvir eden bu eser "sahilsiz bir ummandan" beslenen bir mütefekkirin "akl-ı elimini" ve gönül ehlinin de "zevk-i selim"ini ortaya koymakta...